1 Eylül 2012 Cumartesi

HER GÜN ŞEHİR, HER GÜN ŞEHİR…


Kemaliye’ye gidişlerimde pek şehre gitmezdim. Esnafa küslüğümden, İstanbul’dan Kemaliye’ye giderken, gereksinimlerimizin çoğunu Malatya’dan, meyve-sebze türlerini de Arapgir’den, hatta birkaç günlük ekmeğimizi bile alırdım. Kemaliye çarşısının itici  davranışları ve kazıkları bıkkınlık vermişti.

Salt, Kemaliye çarşısına olan küskünlüğüm, beni memleketimden 16 yıl uzak tutmuştu. En son 1995’de 3 gün kaldım, 16 yıl sonra 2011 Ekim’inde 4 gün kaldım. Aslında daha fazla kalacaktım, acı bir haberle döndüm. 2011 Ekim’inde Kemaliye’ye gelmeden önce düşünmüştüm, bu küskünlüğüm niye! Karar verdim, ben memleketimden uzaklaşacağıma, bir çok hemşerimizi Kemaliye’den soğutanlar gitsinler.
 
Şimdi hizmet için Kemaliye’de bulunuyorum. Bahçe Mahallesi Derneğinin düzenlediği gezinin  ön hazırlıkları için geldim. 9 Haziran’da İstanbul’dan çıkacak grupu, eşim ve muhtarla birlikte, 10 Haziran’da Divriği Ulu Camii’de karşılayacağız.

 Çarşıda önceden ters davranan esnafı buluyorum ve eski olanları hatırlatmaya çalışıyorum. Yeni karşılaştığım sevimsizlikleri anında eleştiriyorum. Bu memleketin kaderini birkaç kendini bilmenizin eline bırakamayız. En azından ben böyle düşünüyorum.

Bahçe’den şehre, şehirden Bahçe’ye gidiş-dönüşlerimde aracı çok yavaş sürerim. Çevremi sindire sindire seyrederim. Akdere’nin başına gelince, kenara park ederim, vadiyi ve Fırat’ı, güzel bir tablo keyfiyle seyrederim. Bulunduğum yerin rüzgârı bile başkadır. Bazen Akdere’den aşağı inerim, bazen hastanenin önünden çarşıya yukardan inerim. Çok hoşuma gidiyor.

 Çarşıda Şevket Gültekin’le görüşeceğim. Randevum var. Gezi grupumuzun Kemaliye içi turlarını programlayacağız.  Daha önce İstanbul’da taslağını hazırlamıştık. Dağlara gitmeyi istiyoruz. Dağları çoğumuz ilk kez göreceğiz. Hep anlatılmıştı, ama, hiç görmemiştik. Ben Hotar’a, taa Yukarı Tırtırpuarına , Mazman’a ‘’çek’’ gitmiştim.
(Bu kare fotoğraf Şevket Gültekin’e aittir.)
Sanıyorum, Şevket Gültekin Kemaliye’de bir ilki başlattı. Rehberlik. Kemaliye ve çevresini iyi bilen,  Kemaliye’ye gönül vermiş değerli hemşerimiz. Gezimiz sırasında bize verdiği bilgilerden memnun kaldık. Sanırım, ileride daha çok rehbere ihtiyacımız  olacak. Adaylar, şimdiden Şevket Bey’in yanına yanaşsalar iyi olacak. Şevket Gültekin, aynı zamanda usta bir fotoğrafçı. Kemaliye’yi ve çevresini adım adım görüntülemiş.

Ufak alış verişlerimi yaptım. Belediyenin yanındaki Güzel Bahçe kasabından et aldım. Kasap gerçekten Kemaliye’de büyük bir aşama yapmış. Kendisini kutluyorum. Vitrin güzel düzenlenmiş, temiz. Müşterisini önemsiyor. İyi karşılıyor. İtirazsız, isteğinizi yerine getiriyor. Aradığınızı buluyorsunuz. İşte, örnek esnaf. Teşekkürler.

Eski halı şirketinin, şimdiki müzenin yanında hijyeni önemseyen tertemiz ekmek fırını açılmış. Ekmeğinin katkısız olduğunu söylüyor. Gerçekten, eski ekmeklerin tadı, lezzeti var. Fırın sahibinin gülen bir yüzü var. Tezgahta ki kızımız şakacı, esprili. Bir de, kurutulmuş ekmeği var, tadına doyulmuyor.

 Fırının arkasında, Fırat manzaralı dükkân veya dükkânlar var. Güzel bir kafe veya lokanta olabilir. Dilerim, demir doğramacı veya depo gibi alakasız bir şey olmaz. Önümüzdeki yıl geldiğimde, burada bir çay içmek ya da yemek yemek isterim.


Şimdiki müze, eski yılların kilisesi, sonrasının halı şirketi, kooperatif binası olarak da kullanılan, taş işçiliğinin güzel bir örneği. Kemaliye’nin tanıtımında bolca kullanılır. Çok güzel fotoğraflarını görürüz. Anlatıla anlatıla bitirilemez. Oysa, gerçek gözden kaçıyor veya kaçırılıyor. Yakından bakıldığında perişanlığı apaçık ortada,. Bahçe katının bir bölümü kafe olarak, hor bir şekilde kullanılıyor. İyi ve doğru kullanılırsa bahçesi harika. Ağaçların gölgesinde saatlerinizi geçirebilirsiniz.

Kemaliye, farklı bir mühendislik ve mimarlık bakışıyla planlanacak bir kent. Cetvelle, iletkiyle planlanamaz. Bu kentin yerleşimi,  ancak restore edilebilir. Hangi mühendislik bilimi, bu muhteşem yapıyı çukurun içine gömmüş. Yol yapılırken kod, kilisenin taban seviyesine indirilemez miydi? Kemaliye özel bir şehir.  Bu kentte hiç kimse dilediğini yapamaz. Ah… Kemaliye, senin zenginliğin fark edilse, neler olmaz, neler!

 
Binaya fırın tarafından baktığınızda, perişanlığı çarpıcı bir şekilde ortada. Pencerelerinden, ahşabına, duvarlarına kadar kötü durumda.. Bir de, üstüne üstlük çirkin bir şekilde, penceresinden soba borusu çıkartılmış.

Muhtarın evinin önünde soluklanıyorum. Muhtarın eşi güzel bir çayı elime tutuşturdu. Değdi vallahi. Mahallem mutlu ve mesut. Hepimiz gülüyoruz.

O5 Haziran 2012  Salı
Bahçe Mahallesi - Kemaliye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder