27 Kasım 2012 Salı

Divriği Ulu Camii – BATI ÇARŞI KAPISI

Batı Çarşı Kapısı üstünde: “Allah rızası için önce bu mübarek cami, Allah’ın rahmetine muhtaç zayıf kulu Ahmet Şah Bin Süleyman Şah, Bin Şahin Şah müminlerin yardımcısı tarafından tesis olunmuştur. Allah mülkünü daim ve kadrini yüce etsin.” yazıyor.
Karşısında bulunduğum bir kapı değil, bir abide. Tek başına müthiş bir yapı. Ey Mimarbaşı, külliyen bir üçleme değil, dört parçadan oluşuyor. Hatta, altı… Cami, Dârüşşifa, türbe ve üç kapı. Mimarbaşı sen bu kapıları yaparken şaheserler yarattığının farkında mıydın?
Divriği Ulu Camii Külliyesi’ni, kapı ve sütun oymaları ile motifler öne çıkarıyor. UNESCO’nun Dünya Mirası Listesine girmiş olan külliye dünyanın övgüsüne layık olmuş. Külliye Kemaliye’ye çok yakın. Kemaliye’yi ziyaret eden turistler için, Kemaliye’den külliyeye rehberli olarak düzenlenecek turun ilgi göreceğini düşünüyorum. Kesinlikle rehberli gidilmesini öneriyorum.
Caminin batı yönünde bulunan Batı  Çarşı Kapısı cemaatin çıkış kapısıdır. Kapının bir diğer adı "suk-i sultani". Kapının yüksekliği 9,5 m., eni 6 m., derinliği 2,6 m. ve taşıntı ölçüleri 1,4 m.. Kapının yüksekliği cami ile aynıdır.
Kapının bütün yüzeyini ince ayrıntılarla, zengin bitkisel ve geometrik motifler süslemekte.  Motiflerde düz ve ters lale motifleri, yapraklar, geçmeli yıldızlar ve altıgenler, yarım ve bütün küreler ve kilim motifleri görülmektedir. 1905 yılında yapılan onarımlar sırasında da tepeye bir ay yıldız yerleştirilmiştir. 
Kapının iki yanındaki mukarnaslı köşe nişlerinin iç yüzeylerinde çift başlı birer kartal, nişin yan yüzeyinde ise tek başlı bir kartal bulunmaktadır. Sembol pek çok hanedan tarafından kudret ve egemenlik simgesi olarak kullanılmıştır. Hiçbir yerde buradaki kadar zarif işlenmemiştir. Bütün özelliklerine rağmen, süslemeleri  Kıble Kapısına oranla daha sadedir.
Batı Çarşı Kapısına  ikindi güneşi vurduğunda, ustasının yarattığı oyma oyunlarıyla, yandan bir boy erkek silüeti belirir. Bu silüetin önünde de dikdörtgene benzer bir başka gölge daha oluşur ve bu gölgeler tıpkı  Kuran okuyan insan görüntüsü verir.

10 Haziran 2012 Pazar
Ulu Camii – Divriği

İletişim : ikiyolbirsukemaliye@yandex.com.tr

 

 

20 Kasım 2012 Salı

Divriği Ulu Camii - DÂRÜŞŞİFA TAÇ KAPISI

Külliyenin üç ihtişamlı kapısı, ayrı ayrı muhteşem. Her kapı anıtsal görüntü veriyor. Dârüşşifa Kapısı içeriye doğru aşamalı bir ilerlemeyle mekânı tanımlıyor. Kapı lale şeklinde bir bezeme ortasına yerleşmiş. Motifler gökyüzünü ve güneşi simgeler.  Bir zamanlar korunamayan külliyenin bir çok yeri tahrip edilmiş. Dârüşşifa Kapısı da nasibini almış. Değeri sonradan anlaşılmış.


Kapı 14 m. yükseklikte ve 10.5 m. derinliktedir.


Sağına ve soluna yerleştirilmiş erkek ve kadın başları Güneş ve Ay simgeleridir. Dârüşşifa Kapısı geniş bir kaide üzerinde yükseliyor. Büyük kemeri, büyük sütun başları ve ortadaki sütun taşıyor.


Kapının sol payesinde, üçgenler içinde gizlenmiş bir ustalar rölyefi vardır. Dârüşşifa Kapısının dış sütun demetlerinin üzerinde de biri sol diğeri sağ tarafta olmak üzere erkek ve belirgin örgülü saçı ile kadın (şah-melek) kabartmaları yer alır ki, bunların egemenlik, aydınlık, mutluluk, umut gibi kavramları sembolize ettiği ay ve güneşi simgelediği de düşünülmektedir.

Dârüşşifa Taç Kapısı üstünde : “El Melik Es Seyyid Fahrudden Bahram Şah’ın Kızı Allah’ın affına muhtaç adaletli Kraliçe Turan Melek Allah rızası için bunun mübarek şifa yurdunun inşasını emretti.” yazılı.

10 Haziran 2012 Pazar
Ulu Camii – Divriği

 

12 Kasım 2012 Pazartesi

DİVRİĞİ ULU CAMİİ KÜLLİYESİ


Dârüşşifa’dan çıkıyoruz. Külliyenin her yanı, her köşesi, her dönemeci şaşırtıyor. Yapının kendisi bir şaheser. Her taşı, her parçası tek tek abidevi bir yapı. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası 1985 yılında UNESCO Dünya Miras Listesine alınmış. Bu listeye girmek öyle kolay değil. Dünyada sayıları  yüzelliyle sınırlı. Ulu Camii Külliyesi UNESCO Dünya Miras Listesine girmeyi sonuna kadar hak etmiş.

Dârüşşifa’dan çıkınca rehberimiz, kapılara dikkatimizi çekti. Kapıların ihtişamı, moda deyişle göreni ‘şok’ ediyor. Şaşkınlıktan dilim tutuldu. Kapı, kanatlardan ibaret değil, taş oymalarıyla birlikte bir bütün. Kapıları, motiflerini görmeden anlatmak olanaksız. Kapı ve sütun işlemeciliğiyle öne çıkan külliyeyi görmenizi şiddetle öneriyorum. Özetle, Divriği Ulu Camii Külliyesi bir mucize.

Elimde  dolu bilgi var, çektiğim fotoğraflar var ve gördüklerim, dinlediklerim var. Hangi sırada, nasıl anlatacağım! Bu ihtişam anlatılır gibi değil. Divriği Ulu Camii Külliyesini anlatmakta zorlanıyorum. Hepsini birden anlatsam, aylar sürer. Özetleyerek anlatmalıyım. Tamamını isteyenler, gidip görmeliler. Değer.

Dilerseniz kapılardan başlayalım. İlki ‘’Şifahene Kapısı’’.

10 Haziran 2012 Pazar
Ulu Camii – Divriği

 
Not: Aldığım e-postalarda, ‘’fazla ayrıntı veriyorsunuz’’ deniliyor. Doğrudur. Başka köşelere ve web sayfalarına da yazıyorum. Buralarda ayrıntıdan kaçınıyorum ve sade dil kullanıyorum. Ayrıntının, yazının akıcılığını engelleyeceğini biliyorum. Diğer okuyucularım, ‘akıcı kullandığım dili’ özelliğim olarak vurgularlar.  

Ben, Kemaliyeliyim. Kemaliye gezilerimin ayrıntılarında, siz okurlara rehberlik etmeye ve Kemaliye’ye özendirmeye çalışıyorum.

Örneğin; yollardaki sıkıntıları aktarırken, yollarda yaşadığım güzellikleri de tanıtıyorum. Yol tercihinizi belirlemenize yardımcı olmaya çalışıyorum.

Bu blog tamamen Kemaliye’yle ilgilidir. Yazı serisi bittiğinde blog kapanacaktır.

Sevgiler…

 

 

2 Kasım 2012 Cuma

DİVRİĞİ ULU CAMİİ DÂRÜŞŞİFA’SI


(Divriği Ulu Camii)
Sonsuz bir merakla, müthiş bir heyecanla, bir solukta bitirdim Divriği Ulu Camiiye çıkan yokuşu. Tutuldum, öylece kaldım. Bu ne ulaşılmaz, soluk kesici ihtişam. Sanki, 783 yıl önce açılışında ilk namazı kıldım da, o tarihten bu güne sevgiliye kavuşmuş gibi oldum.  1229’da açılışı yapılırken mimarı Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah’la birlikte duasını yaparken birden, şimdi buraya ışınlanmış gibiyim.
İlk görüldüğünde tek bir yapı gibidir. Oysa; Cami, şifahane ve türbeden oluşan bir erken dönem külliyesidir. Cami, Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından yaptırılmış. Aynı yıl, Ahmed Şah'ın eşi ve Erzincan beyi Fahreddin Behramşah’ın kızı olan Turan Melek, mimar Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah’a Dârüşşifayı yaptırmış.
(Tekstil Kapı)
Dârüşşifa, caminin güney duvarına bitişiktir. Dârüşşifa’nın kapısı, külliyenin 3 kapısından biri, ‘’Tekstil Kapı’’. Nakış nakış işlenmiş. Anlatılamaz ihtişamı karşısında, ‘’hayranlık’’ sözcüğü az gelir. Fotoğraf, belki acık fikir veriyordur.
(Dârüüşşifa’nın Işıklı Kubbesi)
Dârüşşifa’ya girildiğinde, geniş ferah bir mekân karşılıyor. Işıklık Kubbenin tam altında bir havuz yer alıyor. Darüşşifa'nın merkezindeki havuzdan taşan fazla su, havuzun etrafındaki kare planlı kanaldan havuzun etrafını dolaşıp, daire çizerek yapıdan tahliye ediliyor. Görünüşü huzur veriyor. Su akış sesi ise tedavide kullanılmış.
Anıtsal bir yapı olmasına karşın camiye oranla çok daha yalın. ortada dört sütun üzerine üç paralel tonozla örtülü geniş orta mekân ve biri girişte olmak üzere, değişik yıldızlı tonozlarla örtülü dört eyvandan oluşmakta. Üst katın hangi amaçla kullanıldığı kesin olarak anlaşılmamakla birlikte, mollalara ayrılmış olduğu tahmin edilmektedir. Ve şimdi üst kata çıkış yok. Dârüşşifa’nın iç mekânında bulunan sandukalar kimlere aittir bilinmiyor. Ayrıca duvar kalınlıklarına gizlenmiş hücrelerde çile doldurulduğu düşünülüyor.
Giriş kapısının karşında, havuzun öte yanında bulunan yüksek sekili, üstü tonosla örtülü alanda müzik icra edildiği sanılıyor. Düşündüm, Dârüşşifa’da bir senfonik konser ne muhteşem olurdu.
 
10 Haziran 2012 Pazar
Ulu Camii - Divriği