13 Temmuz 2013 Cumartesi

KINA GECESİ…


Bugün, grupun Kemaliye’de son günü.  Yaygın bir sözdür, “sayılı gün tez biter”. Yarın sabah erkenden Kemaliye’den buruk bir ayrılış olacak. “Bir daha ki yıl inşallah” dilekleriyle uğurlayacağız hemşerilerimizi.  Akşam Bahçe Mahallesi’nde buluşmak üzere ayrıldık. Bir bölüğümüz Şehir Kulübünün çay bahçesine takıldık, diğerleri Bahçe Mahallesi’ne gittiler. Şehir Kulübünü pek sevdik. Burayı buluşma noktası yaptık. Asırlık çınar ağaçlarının altında serince oturuyoruz. Çay bahçesi temiz, çaylar güzel…
 
Bahçe Mahallesi’nde toplanmalar başladı. Mehle’den (Embiyabey), Koçan’dan, Ariki’den, Apçağa’dan da gelenler var. Şivekârgilin gelini Nebahat Özgenel, Bahçe Camii’nin önünde akşam yemeği ikram etti. İkramın en önemli yiyeceği, bağlarımızdan toplanan asma yapraklarıyla yapılmış etli yaprak sarmasıydı. Söyleşiler arasında yemekler afiyetle yenildi.  Bereket versin, sofranız açık olsun…
Taş Baş’ında ve evlerin önlerinde öbek öbek toplandık. Bahçe Mahallesi’ni konuştuk. Anlattık, dinledik… Bir türlü çözülemeyen sorunlar irdelendi. Mahallemize ilgi giderek artıyor. Sorunlar bir gün mutlaka çözülecek. Sonra, arka meydan da toplandık. Sağolsun Muhtarımız Bedri Yakar meydanı bizim için hazırlamış. Konusu açılmışken; Muhtarımıza, eşi Nursel’e, kızı Büşra’ya, oğlu Murat’a çok teşekkür ederiz. Bir çok hizmetleri oldu hepimize. 
Bu gece eğleneceğiz. Biraz geleneksel kına gecesi, biraz veda partisi olacak. Halay çekeceğiz… Temsili geline kına yakacağız. Anlayacağanız “vur patlasın, çal oynasın” yapacağız. Kınada kadınlar olur ya… Yapacağımız temsili “Kına Gecesi”nde erkekler de olacak. Canım bu kına gecesi şakacıktan, maksat eğlenmek. Ama giysiler ve kına “essah” olacak.
Kına gerçekmiş gibi kadınlı erkekli kalabalık oraya buraya seğirtiyorlar. Kalabalık giderek çoğalıyor.  Bu gece eğlenceli olacağa benzer. Yarın da yolculuk var. Nasıl olacak? Her neyse… Otobüste uyurlar.
Sol başta Bozikgil’in İsmail abinin damadı Ziya, yanında Şivekârgil’den Beşateşin oğlu Tayyar, sonra kardeşi Taylan. Arada beyaz şapkası görünen Çobangil’den Ahmet abi. Davulda Murat, gırnata Büşra. Muhtarın iki çocuğu.
Murat tokmağı var gücüyle davulun karnına vurdu. Sonrasında ritim yükseldi, Büşra’nın gırnatası perde perde yükseldi. Ziya, başkan Turhan halay benzeri karşılıklı bir oyun tutturdular.
Genç kızlar kına gelini olmak istemediler. Haklılar! Ya, kısmetleri kapanırsa. Şivekârgilin Nebahat Hanım kına gelini olmayı üstlendi. Kına gelini sandalyeye oturtuldu. Arkasında Rüştügilin Fikriye, yanında Kâzımefendigilin Fatma.
Tabakgilin Fatma, kına gelini, Minikabagilin Ayten halaya durdular. Ayten gerçekten halayı çok iyi biliyor. Yıllar önce halayın büyük ustalarını seyretmiştim. Ayten de kadınlar arasında usta.
Halay halkası giderek uzamaya başladı. Gece eğlenceli geçecek. İstanbul’dan gelenler, gezinin kısa sürdüğünden yakınmaya başladılar.