9 Mart 2013 Cumartesi

SARIÇİÇEK YAYLASI

İlacın bitki özlerinden hazırlandığını siz de, cümle alemde bilir. Bitki özlerinin çakmaları laboratuarda kimyasallarla hazırlanır, tablet veya sıvı şeklinde hastalara verilir. Peki bal ? Şifanın gerçeği… Bir çoğumuz balı lezzeti için yeriz. Doğrusu, bedenimize sağlık kattığı, şifa verdiği için yenir. Bal, özünde taşıdığı çiçek çeşidi kadar değerlidir.
 
En ünlü bal ‘’*Pervari Balı’’… Sonra, ‘’**Anzer Balı’’… Neden değerlidirler ?  İçinde taşıdıkları çiçek çeşitliliğinden… Bu sitenin blogeri ben, Anzer Balının tadını beğenmem. Ama, çok şifalıdır.
 
Peki..! ‘’Sarıçiçek Yaylasının Balı’’ niye anılmıyor, niye unutuldu? Oysa, Sarıçiçek yerinde, çiçekler daha da çeşitlenerek orada duruyorlar. Üretim yok, üretim! Arıcılık yapan yok. Bir zamanlar Sarıçiçek Balı, Pervari Balıyla eşdeğer tutulurdu.
 
Kemaliyeli ne yapıyor? İşsizlik bahanesiyle İstanbul’a kaçıyor. İnsansızlıktan, Kemaliye’nin bereketli iş kaynakları atıl bekliyor. Hala, fabrika yok bahanesine sığınılıyor. Fabrika Kemaliye’ye neden kurulsun? Ham madde yok, pazar yok, kalifiye eleman yok, alt yapı yok, nakliye pahalı. Denendi, çalışmadı. Olamazdı, mantığa tersti.
 
Muhalif hemşerilerim her şeye karşıdırlar. Seslerini duyar gibiyim; ‘’Para nerde’’, ‘’Gel kendin yap’’, ‘’Açıktan gazel atmayın’’ falan gibi… Devlet Arıcılık yapanlara kredi veriyor hemşerim. Oynamaya gönlü olmayan gelin ‘’yerim dar’’ demiş, yerini genişletmişler ‘’gönlüm dar’’ demiş.
Sarı Çiçekler de var, Sarıçiçek Yaylasında. Bir dolu çiçek çeşidi doldurmuş yaylayı. Bitki çeşitliliği olağanüstü zengin. Neden adı Sarıçiçek Yaylası? Sarıçiçek adının vardır bir hikmeti. Yayla inişli çıkışlı çok geniş bir araziye yayılmış.
Birkaç köy geçtik. İçlerine girmeden, uzaktan gördük. Ayrıntıları gezip görmek olanaklı değil. Dağda birkaç gece konaklayabilseydik. Baş döndürücü, müthiş çiçek zenginliği arasından Bizmişen Köylülerinin yeni kurduğu köye geldik. Yeni Köy… İki yamaçta üç beş kadar ev ve çevresinde bir miktar ağaç. Ve bol miktarda çiçek… Yeniköy ağaçlandırmayı önemsemiş. Dağ çok yüksek değil, rakımı 1300-1850 metre arası. Yani oksijen yeterli. Su var. Dilerim Yeniköylüler ağaçlandırmayı yaygınlaştırırlar. Köy boş gibi duruyor. Çiçek fotoğrafı çekmek için eğildim, rehberimiz Şevket Gültekin uyardı. Fotoğrafını çekmek istediğim çiçeği koparacağımı düşünmüş. Koparmak yasakmış. Şevket Beyin uyarısı ve çiçeğin korunması çok hoşuma gitti.
 
Sarıçiçek düğümünü çözemedim! Sınırları nereler? İçine aldığı köyler hangileri. Dağlarımızda 222 çeşit ***endemik bitki türü varmış. Müthiş bir zenginlik değil mi? Bu dağlara giderek daha çok tutuluyorum galiba.

Minibüstekiler sabırsızlanıyor. Arage’ye… Yatır var ya… Özellikle kadınlar… Doğrusu merak edilmeyecek gibi değil. Yıllardır duyarız, muhterem zat her derde deva. Konuşamayan çocukları konuşturuyor. Arage’yi ziyaret eden bekârlara kısmet çıkıyor. İşsize iş… Gece kalanlar da var Arage’de. Yolumuz Arage.

İki minibüs ardı ardına duruyor. Solumuz… Her şeyi yukardan seyrediyorum. Teleobjektifimi yanıma almamak büyük hata. Manzara kaçırılmaz…. Minibüs sürücümüz Atilla Kaya uyarıyor. Sağımızda eski tarihlere giden yol. Sultan Murat Caddesi veya İpek Yolu veya Roma Yolu… Sal taşlar döşenmiş. Taşlar yöresel değil, belli uzaklardan getirilmiş. Yoldan biraz bir şeyler kalmış. Zamana direnmiş. Yolda yürümek heyecanlandırıyor, etkileyeci… Öyle bakıyoruz. Hiç bir kayıt yok. Bir tabela bile… Kimilerimiz topuklarımızla taşlara vuruyor. ‘’Hımmmm! Pek sağlanmış’’.
 
*PERVARİ : Siirt’in ilçesi.
**ANZER : Trabzon’un yaylası.
***ENDEMİK :  Belirli bir bölgeye ait, yerel, ender ve çok ender bulunan türler.
 
( 1.2. ve 8. fotoğraflar alıntı. )
 
İletişim : ikiyolbirsukemaliye@yandex.com.tr