5 Eylül 2013 Perşembe

KEMALİYE’DE BİR PERŞEMBE GÜNÜ…


Bugün Perşembe… İstanbul yolcularını gönderdik… Bir rahatladım, sormayın! Üstümde bir gerginlik vardı. “mutsuz dönerlerse” endişesi büyük bir yüktü üstümde. Rağmen, eğlenceliydi. Birkaç günde çok şeyler yaptık. Unutulmasın, iz bıraksın istiyoruz. Mahallemizin adı duyulsun istiyoruz.

Bir gün çarşıda oturuyorum. Yaşamını Kemaliye’de geçirmiş, yaşı ilerlemiş bir büyüğümüz “nerdensin yeğenim” diye sordu. Benden önce yanımdaki “Bahçalı” dedi. Yanımdaki de Bahçeli ve büyüğümüzle gayet samimi. İhtiyar “Bahça neresi?” deyince, şaşkına döndüm. Kendimi toparladıktan sonra kahroldum. Bahçe Mahallesiyle ilgilenmemin bir nedeni bu olaydır.

İkincisini de aktarayım:
Yerel seçim öncesi belediye başkan adaylarından biri Koçan’da propaganda toplantısı yapıyor. Muhtarımız kalkıyor “ben Bahçe muhtarıyım, bizim için ne yapacaksınız?” diyor. Belediye başkan adayı ne yanıt verse beğenirsiniz! “Bahçe köy değil mi?”. Köy mü, mahalle mi olduğu dahi bilinmeyen Bahçe Mahallesi bu kadar silikti. BAHÇEDER’in düzenlediği  gezinin önemini anlatabildim mi?

Bugüne dek yapılanlarla artık Bahçe Mahallesini Kemaliyeli tanıyor. İstanbul’daki BAHÇEDER etkinlikleri de etkili oldu. Bir yıldız gibi parladı “Bahça”…


Şehir Kulübünün serin bahçesinde demli çaylarımızı yudumlarken Bahçe Mahallesi Gezisi kritiklerini yapıyorduk. Neler yaptıklarımızı  değil, neleri yapamadıklarımızı, kusurlarımızı konuştuk. Her yorumun ardından bahanemiz hazır: “Biz turizmci değiliz ki!” “Tabi canım.” “Hem, hiç tecrübemiz yok.” “Tabi tabi…” Bu minval üzere konuşmamız uzadı, çay bardakları ardı ardına boşaldı.

Yapamadıklarımızı biliyoruz, zaman içinde geziye katılanların   da tepkilerini alırız. Önümüzdeki gezimizde kusurlarımızı yinelemeyiz. Rahatladık…


34.Kemaliye Kültür ve Doğa Şenlikleri’ne kalacağız. Önümüzde bir haftadan fazla zamanımız var. Evimizin eksikleriyle ilgileniriz. Hısım, akraba, konu-komşu ziyaretleri yaparız. Bolca da gezeriz.
 
Şenliklerden sonra bizim de İstanbul yolculuğumuz başlar. Her iyi şeyin bir bitişi mutlaka olacak. Şimdilik dönüş tarihi olarak 25 Haziranı belirledik. İstemeyerek döneceğiz. Sonuçta, atalarım Kemaliye’deki yuvayı terk etmişler. İstanbul’u mekân tutmuşlar. İstediğimiz ortamı Kemaliye’de bulursak, neden 83 yıl sonra geri dönmeyelim? Ben dönerim. Başkalarını bilmem!

Bence bir çok dönen olur. Yeter ki onları çeken bir şeyler yapılsın. İnsanlar gördüklerinden kesinlikle geri kalmak istemezler. İnsan tabiatında bu var. Öncelikle Kemaliye’de kalan Kemaliyeliler, gurbette yaşayan Kemaliyelileri yabancı gibi görmemeliler. Hepimiz bu toprakların insanlarıyız. Biz akrabayız, hısımız, komşuyuz, hemşeriyiz, en önemlisi Kemaliyeliyiz… Birbirimizi seviyoruz.

 

Eğin’de alışkın olduğumuz, bana sıkıntılar  yaşatan bir olay keyfimi kaçırdı. Birbirimizi, yakışmayacak şekilde kırmayı alışkanlık haline getirmişiz. Huzursuz olduk. Olsun, biz sabırlı olmayı öğrendik. Ne olursa olsun barışık olmak istiyoruz. Önce, huzurlu olmalıyız.

Doğa Şenliklerine kadar bir haftadan fazla zaman var. 23 Haziranda başlayacak, 3 gün sürecek. 26 Haziranda sona erecek. Şenlikler durmaksızın anlatılıyor. Doğa sporları Kemaliye’de nasıl oluyor, merak ediyordum doğrusu… İlk kez göreceğim. Kemaliyelilerin ilgisizliğinden organizasyon yakınıp durmuştu. Böylesine önemli etkinliğe ilgisizlik anlaşılır gibi değil.


Günler biraz eğlenceli, biraz sıkıntılı sürüp gitti. Sokak söyleşilerini özlemişiz. Bağları gezdik üzücü. Hepsi perişan. Yol kalmamış gidecek. Adeta orman olmuş. Bağların sınırları birbirlerine karışmış. Yollara ağaçlar devrilmiş. Domuzları falan görünce soluksuz mahalleye kaçtık. Eğer bağların da çaresi bulunamazsa, her bir şekilde o tarafa gidilmez. Çaresi var. Hem de bir dolu alternatifli. Yeter ki, güç birliği yapalım.



Bu arada bir çok kereler şehre gitmek zorunda kaldım. Mahallemizde cemaat olmadığı için, Cuma namazlarımızı şehirde kıldık. Mahallemizde İmam hariç 3 kişi bir araya gelip Cumayı kılamadık. Üzüldüm. Gördüklerim mahallem için yapmam gerekenleri düşündürdü. Ben, öbürü, bir diğeri toplanıp mahallemiz için çıkar yollar bulmak zorundayız. Kendimizi bu topraklara ait hissediyorsak, bir şeyler yapmak zorundayız.

Haydi be kardeşim… Bu topraklardan çıktın, bu topraklar senin kökenin. Birlikten kuvvet doğar. Alınmadan, gocunmadan çalışmalıyız. Biraz asılalım, inanın bir yıl sürmez, herkesin hayranlık duyacağı, Kemaliye’ye model olacak bir Bahçe Mahallesi yaratırız.

 
Haziran 2012
Kemaliye

 
İletişim : ikiyolbirsukemaliye@yandex.com.tr

 











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder