Kına gecesini en çok da erkekler bekliyormuş. Palancıgilin Ahmet Yılmaz bankadan almış çil çil paraları… Gönlünden kopmuş, dağıtıyor çoluk çocuğa.
Bir kına
türküsü tutturdu halaybaşı şu kız. Sesi de inişli çıkışlı, ağlamaklı. Sanırsın
kendi gelin gidecek. Belli mi olur! Genç kız, kısmeti nereden çıkarsa artık…
Allah bahtını açık koysun…
Halaybaşı
Mehleli, pörçük Şivekârgil’den… Halayı en iyi Ayten döktürüyorsa, ikincisi de
halaybaşı. Çok iyi beceriyorlar. Eğin ağzıyla, “kaideli oynuyorlar”.
Halayda en iyi üçüncü Hüseyin, Bekirağagilin Hüseyin. Nasıl da benziyor Hüseyin Emü’ye. Torunu, Bekir’in oğlu.
Başkan,
Ahigilin Turhan da katıldı halaya. Ardından muhtar Bedir’in eniştesi Ziya.
Herkes halayı az-çok beceriyor. Onlar eğleniyor, biz seyirciyiz. Oynamak
eğlenceli, özendim doğrusu!
Bu gece
nazlanma yok, kınaya katılanlar gece boyunca halaya duracaklar. Sağdan üçüncü
Afşargilin Cengiz.
Ağır top
halaybaşı oldu. Muhtar, Bedri Yakar… Muhtar halayda iyi… Kendiliğinden kalkmadı, biraz
ısrardan sonra… Israra değdi doğrusu…
“Varlığa darlık olmaz” derler. Gırnatacımız iki oldu. Davulda, Bahçeli Mustafa abinin oğlu Osman… Babasının lakapı oğluna kaldı, Bahçeli Osman… Davul çalmaya meraklıymış. İlk kez kalabalıkta çalıyormuş. Davul, gırnata kınaya renk katıyorlar.
Temsili
gelin oynatılıyor da, gelin pek halay bilmiyor ‘ellalem’. Halaybaşı, davul,
gırnata geceyi coşturuyor. Sesler Peğir’e ulaşıyor mudur? Olsun… Bu gece Bahçe
eğleniyor…
Birden
sessizlik oldu. Davul, gırnata ‘Çayda Çıra’ ya girdi. Gelinin eline kına
yakılacak. Şakacıktan geline, ‘essahtan’ kına vuruluyor. Gelin ağlamaya niyetli
görünmüyor. Hep birlikte kıkırdıyorlar.
Gırnatalar
ağırdan, hüzünlü nağmeler çalıyorlar. Kınaya katılanlar ciddiye almış gibi burkuldular.
Belki de yutkundular, gecenin karanlığında göremedik.
13 Haziran
2012 Çarşamba
Bahçe
Mahallesi – Kemaliye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder