Bugün,
grupun Kemaliye’de son günü. Yaygın bir
sözdür, “sayılı gün tez biter”. Yarın sabah erkenden Kemaliye’den buruk bir
ayrılış olacak. “Bir daha ki yıl inşallah” dilekleriyle uğurlayacağız
hemşerilerimizi. Akşam Bahçe
Mahallesi’nde buluşmak üzere ayrıldık. Bir bölüğümüz Şehir Kulübünün çay
bahçesine takıldık, diğerleri Bahçe Mahallesi’ne gittiler. Şehir Kulübünü pek
sevdik. Burayı buluşma noktası yaptık. Asırlık çınar ağaçlarının altında
serince oturuyoruz. Çay bahçesi temiz, çaylar güzel…
Bahçe Mahallesi’nde
toplanmalar başladı. Mehle’den (Embiyabey), Koçan’dan, Ariki’den, Apçağa’dan da
gelenler var. Şivekârgilin gelini Nebahat Özgenel, Bahçe Camii’nin önünde akşam
yemeği ikram etti. İkramın en önemli yiyeceği, bağlarımızdan toplanan asma
yapraklarıyla yapılmış etli yaprak sarmasıydı. Söyleşiler arasında yemekler
afiyetle yenildi. Bereket versin,
sofranız açık olsun…
Taş Baş’ında
ve evlerin önlerinde öbek öbek toplandık. Bahçe Mahallesi’ni konuştuk.
Anlattık, dinledik… Bir türlü çözülemeyen sorunlar irdelendi. Mahallemize ilgi
giderek artıyor. Sorunlar bir gün mutlaka çözülecek. Sonra, arka meydan da
toplandık. Sağolsun Muhtarımız Bedri Yakar meydanı bizim için hazırlamış.
Konusu açılmışken; Muhtarımıza, eşi Nursel’e, kızı Büşra’ya, oğlu Murat’a çok
teşekkür ederiz. Bir çok hizmetleri oldu hepimize.
Bu gece
eğleneceğiz. Biraz geleneksel kına gecesi, biraz veda partisi olacak. Halay
çekeceğiz… Temsili geline kına yakacağız. Anlayacağanız “vur patlasın, çal
oynasın” yapacağız. Kınada kadınlar olur ya… Yapacağımız temsili “Kına
Gecesi”nde erkekler de olacak. Canım bu kına gecesi şakacıktan, maksat
eğlenmek. Ama giysiler ve kına “essah” olacak.
Kına
gerçekmiş gibi kadınlı erkekli kalabalık oraya buraya seğirtiyorlar. Kalabalık
giderek çoğalıyor. Bu gece eğlenceli
olacağa benzer. Yarın da yolculuk var. Nasıl olacak? Her neyse… Otobüste uyurlar.
Sol başta
Bozikgil’in İsmail abinin damadı Ziya, yanında Şivekârgil’den Beşateşin oğlu
Tayyar, sonra kardeşi Taylan. Arada beyaz şapkası görünen Çobangil’den Ahmet
abi. Davulda Murat, gırnata Büşra. Muhtarın iki çocuğu.
Murat
tokmağı var gücüyle davulun karnına vurdu. Sonrasında ritim yükseldi, Büşra’nın
gırnatası perde perde yükseldi. Ziya, başkan Turhan halay benzeri karşılıklı
bir oyun tutturdular.
Genç kızlar
kına gelini olmak istemediler. Haklılar! Ya, kısmetleri kapanırsa. Şivekârgilin
Nebahat Hanım kına gelini olmayı üstlendi. Kına gelini sandalyeye oturtuldu. Arkasında
Rüştügilin Fikriye, yanında Kâzımefendigilin Fatma.
Tabakgilin
Fatma, kına gelini, Minikabagilin Ayten halaya durdular. Ayten gerçekten halayı
çok iyi biliyor. Yıllar önce halayın büyük ustalarını seyretmiştim. Ayten de
kadınlar arasında usta.
Halay
halkası giderek uzamaya başladı. Gece eğlenceli geçecek. İstanbul’dan gelenler,
gezinin kısa sürdüğünden yakınmaya başladılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder