Bahçe Mahallesi gezi grupumuzun bir bölüğü Yeşil Eğin Otelinde kalacak.
Organizasyonda aksama olsun istemiyorum. Gelenler, bu geziden mutlu
ayrılmalılar. Derneğimiz ilk kez Kemaliye’ye adım atıyor. Bu Bahçe
Mahallesi’nin miladı sayılır. Şimdiye dek İstanbul’daki etkinlikler, Bahçe Mahallesi’ndeki
çalışmalarımıza alt yapı hazırlama amaçlıydı.
Bozkurt Otelinin sahiplerinden Şevki Bozkurt’la görüşüyorum. İstediklerimi
sanki önceden biliyormuş gibi, lafım bitmeden ‘’tamam, hiç aksama olmayacak.
Merak etme.’’ diyor. Candan davranışları güven veriyor. Şevki Bozkurt
sayesinde, konaklama benim için endişe olmaktan çıktı. Kemaliye’de turizm
gerçeğini kavrayan ilk insanlardan biri. Şevki Bozkurt’un gösterdiği içtenliğe
ve anlayışa sonsuz teşekkürler. Herkesi
eleştirmiyoruz. Sezarın hakkı Sezara.
Yeşil Eğin Oteli’nin balkonları Fırat’a bakıyor. Temiz, pırıl pırıl.
Personeli nazik ve en önemlisi işlerinde oldukça becerikliler. Geçen Ekim’de bu otelde kaldım, memnunum.
Grupumuz da Yeşil Eğin’de kalacak.
Belediye’ye uğradım. ‘’Önümüzdeki Pazar günü İstanbul’dan gezi grupumuz
gelecek, şehir hoparlöründen bir hoş geldiniz anonsu rica ediyorum’’ dedim ve
pişman oldum. Orada bulunan bir bayan anonsları yaparmış, ‘’benim bir Pazar
günüm var, buralara gelip anons edemem’’ dedi. Üzücü bir tavırdı. Yanıt
veremedim. Bu kadar tersleneceğimi düşünememiştim. Bir ‘’hoş geldiniz’’ jestinin,
Kemaliye’ye neler kazandıracağını bu hanımefendiye nasıl anlatabilirim. Oysa,
evi birkaç dakikalık uzaklıktadır. Anons kaç dakikasını alabilir ki?
Çarşıyı geziyorum. Hava sıcak, bunalmıyorum. Yukarı meydanda bir kahvede
oturuyorum. Bir çok insanla selamlaştım, karşılıklı hatır sorduk. Cumhuriyet
Caddesi’nden başlayan yenileşme, henüz buraya uğramamış. PTT ile meydan
arasındaki gariban otelinin ve altındaki dükkânların çirkinlikleri
kaldırılmalı. Baraka dükkânlar da kaldırılmalı. Meydan, özgün mimarisiyle
Kemaliye’ye yakışır hale getirilmeli. Burada etkinlikler, törenler yapılabilir.
Açık hava sergileri kurulabilir. Üniversite öğrencilerinin buluşma yeri
olabilir. Öğrenciler bu anlamda çok sıkıntılılar.
Öğrenciler, Kemaliye’de sıkıldıklarını bana uzun uzun anlattılar. Onlar
Kemaliye’nin müşterileri. İsteklerini doğru algılayıp, gereği yapılmalı.
Turizmin yanı sıra, Kemaliye neden bir öğrenci kenti olmasın. Eskişehir hiçbir
şeydi, şimdi öğrenciler sayesinde çok şey oldu.
Kemaliye’de bir otomobil park yeri olmalı. Örneğin, hükümetin önü gibi.
Tabii ki, Kemaliye aslına uygun biçimde yeniden planlanmalı. Bu planlama,
Ankara yerine, KEMAV gibi STK’lar tarafından yaptırılmalı. Hatta,
hemşerilerimiz arasında bulunan arkeologlardan, sanat tarihçilerinden,
mimarlardan, jeololoğlardan, şehircilik uzmanlarından, çevre mühendislerinden
oluşan bir kurulun danışmalığı
alınabilir. Kemaliye bu kadar önemli, bence.
İş makineleri, kamyonlar, otobüsler, minibüsler için daha geniş ve daha
gizli bir yer bulunmalı. Hatta, iki üç araçlık küçük, şık bir otobüs terminali
olmalı.Cumhuriyet Meydanı’ndan ve Cumhuriyet Caddesi’nden araçlar büsbütün
kaldırılmalı.
Benzin istasyonu kesinlikle şehir merkezinden, evlerden ve ağaçlardan uzak bir yere taşınmalı. Meselâ, Şırzı
çıkışına doğru olabilir. Kemaliye’de bir ufak kıvılcımın nelere mal olduğu, belleklerimizde
acılı bir şekilde duruyor. Çarşımızın yangını yüreklerimizi yakmıştı.
Bahçe Mahallesi’ne, bu kez hastanenin önünden dönüyorum. Özgün mimarimize
yabancı kalmayan, yeni hastane binamız hayırsever bir hemşerimiz tarafından yaptırılmış.
İçine girmedim. Anlatıldığına göre iç donanımı da eksiksizmiş. Eski hastanenin
önüne ‘’acil’’ tabelası konulmuş. Uzman hekimi olmayan sağlık birimine ‘’acil’’
kurulamaz. Hastanemizin hiç uzman hekimi yok. Benim bildiğim, iki hemşerim
dahiliye uzmanı olmadığından, Erzincan yollarında yaşamlarını yitirdiler. Dişi
ağrıyan hemşerilerimiz elleri yanaklarında ızdırap içinde yaşıyorlar. Avuç
dolusu antibiyotik, ağrı kesici alıyorlar. İlaçlar yetmezse, enjektörü apseli
dişin köküne sokuyorlar, iltihabı çekerek ağrıyı azaltmaya çalışıyorlar. İşin
gerçeğini öğrendim. Nüfus azlığı nedeniyle, uzman kadrosu Kemaliye’den
kaldırılmış. Küçük yerleşimlerde yaşayınca, devletin sağlık hizmetlerinden
yararlanamayacak mıyız? Biz vatandaş değil miyiz?
Yavaş yavaş Bahçe’nin yolunu tuttum. Aklımın bir köşesinde hastane, öylece
çakıldı kaldı. Dönünce, bütün yolları deneyerek Kemaliye’ye uzman hekim
getirmek için çabalayacağım. Önce Sağlık Bakanını arayacağım (müsteşarıyla
görüştüm), Erzincan İl Sağlık Müdürüyle görüşeceğim (görüştüm). Sayın Hacı Ali
Akın’ın sözü geçermiş. Beni bir hemşerimiz görüştürecek. Gerekirse, Ankara’ya
giderek bir şekilde, Sn.Recep Akdağ ile, Sn. Binali Yıldırım’la görüşeceğim. Yazılı
başvurum, bakanlığın ilgili birimine ulaştı. Erzincan İl Sağlık Müdüründen söz
aldım, kadroya yeni gelecek bir diş hekimini Kemaliye’ye gönderecek.
Hemşerilerimizin konuyla ilgilenmelerini, tüm Kemaliye bekliyor.
O6 Haziran 2012 Çarşamba
Bahçe Mahallesi - Kemaliye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder