Kemaliye’ye gidişlerimde pek şehre gitmezdim. Esnafa küslüğümden,
İstanbul’dan Kemaliye’ye giderken,
gereksinimlerimizin çoğunu Malatya’dan, meyve-sebze türlerini de Arapgir’den,
hatta birkaç günlük ekmeğimizi bile alırdım. Kemaliye çarşısının itici davranışları ve kazıkları bıkkınlık vermişti.
Salt, Kemaliye çarşısına olan küskünlüğüm, beni memleketimden 16 yıl uzak tutmuştu. En son 1995’de 3 gün kaldım, 16 yıl sonra 2011 Ekim’inde 4 gün kaldım. Aslında daha fazla kalacaktım, acı bir haberle döndüm. 2011 Ekim’inde Kemaliye’ye gelmeden önce düşünmüştüm, bu küskünlüğüm niye! Karar verdim, ben memleketimden uzaklaşacağıma, bir çok hemşerimizi Kemaliye’den soğutanlar gitsinler.
Bahçe’den şehre, şehirden Bahçe’ye gidiş-dönüşlerimde aracı çok yavaş
sürerim. Çevremi sindire sindire seyrederim. Akdere’nin başına gelince, kenara
park ederim, vadiyi ve Fırat’ı, güzel bir tablo keyfiyle seyrederim. Bulunduğum
yerin rüzgârı bile başkadır. Bazen Akdere’den aşağı inerim, bazen hastanenin
önünden çarşıya yukardan inerim. Çok hoşuma gidiyor.
Sanıyorum, Şevket Gültekin Kemaliye’de bir ilki başlattı. Rehberlik. Kemaliye ve çevresini iyi bilen, Kemaliye’ye gönül vermiş değerli hemşerimiz. Gezimiz sırasında bize verdiği bilgilerden memnun kaldık. Sanırım, ileride daha çok rehbere ihtiyacımız olacak. Adaylar, şimdiden Şevket Bey’in yanına yanaşsalar iyi olacak. Şevket Gültekin, aynı zamanda usta bir fotoğrafçı. Kemaliye’yi ve çevresini adım adım görüntülemiş.
Ufak alış verişlerimi yaptım. Belediyenin yanındaki Güzel Bahçe kasabından
et aldım. Kasap gerçekten Kemaliye’de büyük bir aşama yapmış. Kendisini
kutluyorum. Vitrin güzel düzenlenmiş, temiz. Müşterisini önemsiyor. İyi karşılıyor. İtirazsız, isteğinizi yerine getiriyor. Aradığınızı
buluyorsunuz. İşte, örnek esnaf. Teşekkürler.
Eski halı şirketinin, şimdiki müzenin yanında hijyeni önemseyen tertemiz
ekmek fırını açılmış. Ekmeğinin katkısız olduğunu söylüyor. Gerçekten, eski
ekmeklerin tadı, lezzeti var. Fırın sahibinin gülen bir yüzü var. Tezgahta ki
kızımız şakacı, esprili. Bir de, kurutulmuş ekmeği var, tadına doyulmuyor.
Şimdiki müze, eski yılların kilisesi, sonrasının halı şirketi, kooperatif
binası olarak da kullanılan, taş işçiliğinin güzel bir örneği. Kemaliye’nin
tanıtımında bolca kullanılır. Çok güzel fotoğraflarını görürüz. Anlatıla
anlatıla bitirilemez. Oysa, gerçek gözden kaçıyor veya kaçırılıyor. Yakından
bakıldığında perişanlığı apaçık ortada,. Bahçe katının bir bölümü kafe olarak,
hor bir şekilde kullanılıyor. İyi ve doğru kullanılırsa bahçesi harika.
Ağaçların gölgesinde saatlerinizi geçirebilirsiniz.
Kemaliye, farklı bir mühendislik ve mimarlık bakışıyla planlanacak bir kent. Cetvelle, iletkiyle planlanamaz. Bu kentin yerleşimi, ancak restore edilebilir. Hangi mühendislik bilimi, bu muhteşem yapıyı çukurun içine gömmüş. Yol yapılırken kod, kilisenin taban seviyesine indirilemez miydi? Kemaliye özel bir şehir. Bu kentte hiç kimse dilediğini yapamaz. Ah… Kemaliye, senin zenginliğin fark edilse, neler olmaz, neler!
Binaya fırın tarafından baktığınızda, perişanlığı çarpıcı bir şekilde
ortada. Pencerelerinden, ahşabına, duvarlarına kadar kötü durumda.. Bir de,
üstüne üstlük çirkin bir şekilde, penceresinden soba borusu çıkartılmış.
Muhtarın evinin önünde soluklanıyorum. Muhtarın eşi güzel bir çayı elime tutuşturdu. Değdi vallahi. Mahallem mutlu ve mesut. Hepimiz gülüyoruz.
O5 Haziran 2012 Salı
Bahçe Mahallesi - Kemaliye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder