Sabah bir
acele şehre seğirtiyoruz. 23 Haziran Cumartesi, Kemaliye Kültür ve Doğa
Şenliklerinin 34’üncüsünün açılışı bugün. Cumhuriyet meydanı olmadığı kadar
kalabalık. Belki daha çok kalabalıklar olmuştur, ben görmedim. Kırk yıl önce
olağan kalabalıktı. Şimdilerde düşten öte geçmiyor. Kalabalık beni Kemaliye’nin
geleceğine umutlandırdı, sevinçliğim.
Kalabalığı
gurbetten gelen Kemaliyeliler, sporcular, konuklar ve protokol oluşturuyor.
Gözüm Kemaliye’de oturan Kemaliyelileri aradı. Üzgünüm ve maalesef görevli olanların
dışında pek ortalarda görünmüyorlar. Bu denli ilgisizlik anlaşılır gibi değil.
Az sonra
resmi açılış töreni yapılacak. Sabah saatleri olmasına rağmen güneş yakıcı.
İnsanlar gölgelik arıyor. Meydana brandadan gölgelik konulmuş. Altına protokol girmiş,
halka yer yok. Sıcak kızdırdıkça, tören inadına başlamadı. Bekliyoruz.
Brandanın altındakiler, “kardeşim sizlerin burada işiniz ne? Biz bize töreni
yaparız, dağılır gideriz” der gibi bizlere bakıyorlar. Her şey protokol için.
Protokol da protokol için…
Saygı
duruşunun ardından İstiklâl Marşımız okundu. Ardından malûm konuşmalar başladı.
Konuşmaları fazla uzatmadan bitirdiler.
Ata’mızın heykeli şimdiki yerine yeni konuldu. Konuyla
ilgili duyduklarım beni ve bizimle birlikte Kemaliye’de bulunan bir çok
hemşerimizi kahretti. Neler mi oldu? Bir Kemaliyeli olarak utanıyorum,
söyleyemem. Dilerim söylenti olmuş olsun… Bir an Kemaliye’yi terk etme hırsına
kapıldım. Sonra düşündüm, neden? Bu memleket benim. Korumak, sahiplenmek benim
görevim.
Şehir Kulübü
bahçesinde basın toplantısı var. Bahçe hınca hınç doldu. Karşılıklı selamlaşmalar,
hal-hatır sormalar… Çaylar dağıtılıyor, insanlar keyifle yudumluyorlar. Hemen
yanımızdaki ailelerle muhabbet geliştiriyoruz. Kalabalığın içinde en yabancı
benim. Kimseleri tanımıyorum. Bu güzelliğe tanık olmaktan mutluyum.
Masanın çevresinde
yüksek düzeyde bürokratlar, eski siyasetçiler toplandı. Sığmayanlar ön sıralara
oturdular. Konuşmalar başladı. Bir iki sözcükle işin spor kısmını
geçiştirdiler. Bol bol siyaset anlattılar. Spora odaklandığımız için konuşmalar
sıkıcı geldi. Uzadıkça uzadı. Dinleyiciler arasında konuşulanları
paylaşmayacak, desteklemeyecek bir dolu insan var. Onlar buraya spor anlamında
gelmişler. Memleketlerindeki bu güzellikleri paylaşmaya gelenler çoğunlukta.
Konuşmacıların
arasında tek sporcu, Dr.Ferudun Çelikmen. Doktor AKUT’un kurucularından.
Yaşamını mesleğine ve dağcılığa adamış. Kemaliye’yi ne kadar çok sevdiğini
yaptıklarıyla kanıtlıyor. Kemaliye kendisine çok şey borçlu. Geniş bir aile
çevrem var. Hepsi adına kendisine teşekkür ediyorum.
Protokolun konuşmaları
bir türlü bitmiyor. Spora dair konuşsalar neyse de… Hep siyaset, hep
propaganda… Biraz daha devam ederse, kusura bakmasınlar gideceğim. Neyse ki,
söz Dr.Ferudun Beye geçti. Organizasyon adına konuştu. Sonunda, etkinlikler
hakkında bilgi almaya başladık.
Etkinlikler
boyunca, yazılı programa uyulmadı. Sürekli kaydırmalar yapıldı, iptaller oldu.
Bazılarını kaçırdık.
Bahçedekilerin
arasında bilim insanları da var. Prof.Dr.Ali Demirsoy, kendileri Hacette
Üniversitesinde Biyolog’muş. Kemaliye’nin “Yaban Hayatı”nı inceliyormuş.
Mütevazı bir görüntü veriyor. Kemaliye’ye katkılarını esirgemeyen Değerli Bilim
İnsanımızla gururlandım doğrusu.
Sıra geçen yılın bisiklet ödüllerini vermeye geldi. Protokol sırayla ödülleri verdi. Bu arada kargaşa oldu, ödüller biraz arada kaynadı gibi oldu. Ödül verme sırasında, ödül alan çocuklardan ziyade, ödülleri veren protokol alkış aldı. Yadırgadım..!
Kemaliye
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder