İlacın bitki özlerinden
hazırlandığını siz de, cümle alemde bilir. Bitki özlerinin çakmaları
laboratuarda kimyasallarla hazırlanır, tablet veya sıvı şeklinde hastalara
verilir. Peki bal ? Şifanın gerçeği… Bir çoğumuz balı lezzeti için yeriz.
Doğrusu, bedenimize sağlık kattığı, şifa verdiği için yenir. Bal, özünde
taşıdığı çiçek çeşidi kadar değerlidir.
Sarı Çiçekler de var,
Sarıçiçek Yaylasında. Bir dolu çiçek çeşidi doldurmuş yaylayı. Bitki
çeşitliliği olağanüstü zengin. Neden adı Sarıçiçek Yaylası? Sarıçiçek adının
vardır bir hikmeti. Yayla inişli çıkışlı çok geniş bir araziye yayılmış.
Birkaç köy geçtik.
İçlerine girmeden, uzaktan gördük. Ayrıntıları gezip görmek olanaklı değil.
Dağda birkaç gece konaklayabilseydik. Baş döndürücü, müthiş çiçek zenginliği
arasından Bizmişen Köylülerinin yeni kurduğu köye geldik. Yeni Köy… İki yamaçta
üç beş kadar ev ve çevresinde bir miktar ağaç. Ve bol miktarda çiçek… Yeniköy
ağaçlandırmayı önemsemiş. Dağ çok yüksek değil, rakımı 1300-1850 metre arası.
Yani oksijen yeterli. Su var. Dilerim Yeniköylüler ağaçlandırmayı
yaygınlaştırırlar. Köy boş gibi duruyor. Çiçek fotoğrafı çekmek için eğildim,
rehberimiz Şevket Gültekin uyardı. Fotoğrafını çekmek istediğim çiçeği
koparacağımı düşünmüş. Koparmak yasakmış. Şevket Beyin uyarısı ve çiçeğin
korunması çok hoşuma gitti.
Sarıçiçek düğümünü
çözemedim! Sınırları nereler? İçine aldığı köyler hangileri. Dağlarımızda 222
çeşit ***endemik bitki türü varmış. Müthiş bir zenginlik değil mi? Bu dağlara
giderek daha çok tutuluyorum galiba.
Minibüstekiler
sabırsızlanıyor. Arage’ye… Yatır var ya… Özellikle kadınlar… Doğrusu merak
edilmeyecek gibi değil. Yıllardır duyarız, muhterem zat her derde deva.
Konuşamayan çocukları konuşturuyor. Arage’yi ziyaret eden bekârlara kısmet
çıkıyor. İşsize iş… Gece kalanlar da var Arage’de. Yolumuz Arage.
İki minibüs ardı ardına
duruyor. Solumuz… Her şeyi yukardan seyrediyorum. Teleobjektifimi yanıma
almamak büyük hata. Manzara kaçırılmaz…. Minibüs sürücümüz Atilla Kaya
uyarıyor. Sağımızda eski tarihlere giden yol. Sultan Murat Caddesi veya İpek
Yolu veya Roma Yolu… Sal taşlar döşenmiş. Taşlar yöresel değil, belli
uzaklardan getirilmiş. Yoldan biraz bir şeyler kalmış. Zamana direnmiş. Yolda
yürümek heyecanlandırıyor, etkileyeci… Öyle bakıyoruz. Hiç bir kayıt yok. Bir
tabela bile… Kimilerimiz topuklarımızla taşlara vuruyor. ‘’Hımmmm! Pek
sağlanmış’’.
*PERVARİ : Siirt’in ilçesi.
**ANZER : Trabzon’un yaylası.
***ENDEMİK : Belirli bir bölgeye ait,
yerel, ender ve çok ender bulunan türler.
( 1.2. ve 8.
fotoğraflar alıntı. )
İletişim : ikiyolbirsukemaliye@yandex.com.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder