Mazman Çeşmesini geçtik, önümüz Subatan… Bir gün
yine gelirsem Mazman Çeşmesine, söz veriyorum Mustafa Abi, hayrat bıraktığın
çeşmenin çevresini ellerimle temizleyeceğim.
Uyarsa bir de tabela koyacağım, ‘’Çöpünü al da git’’.
Bir minibüs önde, bir minibüs öndekinin ardında. Hoplaya zıplaya, sallana yuvarlana gidiyoruz. Öndeki minibüsün sürücüsü Şevket Gültekin, benim olduğumun Atilla Dabak. Şevket Gültekin rehberimiz. Dağları çok iyi biliyor. Anlatıyor, biz duymuyoruz. ‘’Şevket bey, kuracağınız bir ses düzeneğiyle sesinizi arkadaki arabalara da duyurmalısınız.’’ Önümüzdeki araba durdu. Yol arkadaşlarımız boşaldılar, biz de. Solumuzdaki koyakta bir kütle duruyor. Bahar tazeliğindeki bitki örtüsünden seğirterek koyağa vardık.Şaşkınız. Kütle katılaşmış kar tepeceği. Kimimiz avuçlarımızı dayadık, kimimiz avuçlamaya çalıştık. Çevresini tavaf ediyoruz. Dedim ya, şaşkınız. Haziran’da kar görmüşlüğümüz mü var?
Bir zamanlar Paçiganlı, Sinanlı, Reşolu aşiretleri Subatan ve cıvarında çadır kurarlarmış. Şimdilerde Paçiganlı gelir olmuş.Onlarında sürüleri iyice azalmış. Sağımızda göletin büyük parçası, solumuzda küçük parçası. Yamaca doğru çadırlar. Bu havzada bir dolu çukurlar var,‘’cehennem çukurları!’’. Çukurlardaki sular, küçük bir derecik oluşturuyor. Gölet bu derecikle besleniyor. Gölet, tabanından toprağın içine akıyormuş. Adı üstünde Subatan… Taaa… Kadıgölü’nden çıkıyor. Anlaşılan Kadıgölü’nün gözesi buralar.
Hepimiz şaşkınız… Duyduklarımızı şimdi yaşıyorduk.
Çadırlara karşı yürüyüşe geçtik. Doğrusu yürüyüşe geçtiler. Ben çekingen
kaldım. Ne bileyim..! Bilinç altında kalanlardandır heral… Uzaktan izliyorum.
Kafile çadırlara ulaştı. Beklediğim olmadı, çok iyi karşılandılar.
Çadırlara gidenler döndüler. Bir aşiret kızı, yanakları
al al, mahçup, başı önde. Belli utanıyor. Plastik ayakkabıları yeşil. Nedense
hep yeşildir. Plastik karıştırıcıda hazırlanmış ayran ikram ediyor.
Fotoğraflamak istedim olmadı. Çekebilseydim fotoğrafını Afganlı kız Şarbat
Gula’nın fotoğrafını çeken Steve McCurry
kadar ünlü olabilirdim. Ayran soğuk. Sanki, ilk defa ayran içiyormuş
gibiyim. Süt tadı geliyor. Müthiş lezzetli. İki bardak içtim, doyamadım.
Yeniden arabalara doluştuk. Bu yolun devamı
Sarıçiçek Yaylası. Çiçeklerinin rengi sarı mı?
12 Haziran 2012 Salı
Subatan - Kemaliye